Time Travelled — 12 months

canım

Jan 04, 2007 Jan 04, 2008

Peaceful right?

şimdi şöyle ki, ben az önce bir yıl öncekimden mail aldım. hoşuma gitti ama çok da spesifik girmemişim olaya. herhangi bir zamanda yazılmış herhangi bir metinden farkı yoktu. tek güzellik geçen yıllarda gördüğüm bir rüyayı bana hatırlatışıydı. hatta geçenlerde hatırlamaya da çalışmıştım. şimdi böylesi güzel oldu. herşey gözümde cnalandı. o karamela sepeti saçlı ben bile. az önce ayşenurun bayram tebriği geldi. ve geçen gün yasemin ablayla tanışmamızın onuncu yılına girdiğimizi fark ettim. belki de evlilik psikologlarının dediği gibi, on senede yaşlandığımız değiştiiğimiz ve bir başka kişi olmaya daha emin adımlar attığımız gerçeğine hamletmeliyim. ben artık o insan değilim çünkü üzerinden on yıl geçmiş. şimdi sana harika bir şekilde, hatta daha önce hiç yapmadığım bir biçimde özetliyor toparlıyorum: yasemin ablayla ilişkimiz farklı bir yere gidiyordu. bu serhandan çok önce böyleydi. benim bir takım şeyleri dillendirmeye başlamamla gelmiş olabilir. bazı sıkıntıları bilirsin, yok sayarım. ayağı vuran bir ayakkabı gibi. başkalarının göremediği bir sıkıntıya cevap verme, açıklama zorundalığı olmadığı için katlanmak.. uğur abiden sonra işler değişir gibi oldu. o son iki ayda yasonun yanına yerleşip çocuklarına beraber bakmayı, iki yaşlı kız olmayı falan geçirmiştim içimden. ama sonra o ağlamalar bitti. aklıma gelen ihtimallerden biri, benim bu kadar acıyla yüzgöz olmama tercihim. ikincisi onun aile dışında tutması beni.. üçüncüsü aramızdaki cam kırıklarının hâlâ temizlenmemiş olması ve diğer iki etken yüzünden o camların ayaklara batması. dördüncüsü benim hayli kişisel değişimim. büyükbabam ve uğur abinin ölümünden diğer kimseyi katmadan şahsen, kendi başıma ve kendime yönelik, ölümle küçük bir çocuk değil de büyümüş en azından büyümeye yönelmiş bir yetişkin gibi yüzleşerek etkilenişim. beşincisi mutsuz bir insan olmayışım artık. şimdi, içimde büyük bir yalnızlık yoksevgili ben. eskiden biliyorsun, eski gecelerde sabah dörtlere beşlere kadar terasta, battaniyeme sarınıp "ne olur bir ışık daha yansın" derdim. ve tabii "o da benim gibi olsun". bu nasıl bir yalnızlıkmış ve adı da konmamış, inanabiliyor musun? ama artık böyle bir şey yok. mutluyum demekten utanılmıyor çünkü mutluluk genele şamil. gelip geçmiyor. bir hâl artık. bu da serhanla. umuyoruz ki sevgili ben, bu altı ay içinde bir nişan ve seneye 2008 de düğün. inşallah ben bunları ikinciye okuduğumda yani seneye yani senin "şu an"ında, herşey tersine gitmemiş ve gitmemekte olur. bu cümleme ileride de kızmayacağımdan eminim. ve bütün bir sene boyunca yukarıda saydıklarımın da bir kısmının etkisiyle yazamaz, okuyamaz, şakadan anlamaz ama çook mutlu bir insan oldum çıktım. ve mutluluk, önceki mutsuzluklara, mutsuzluklarla paralel (kronolojik olarak) gitmiş her şeye ket koydu sanırım. mutsuzken zeki biriysem artık olamıyorum anlayacağın. ama buna da şükür. hem mutsuz hem aptal da olabilirdim ve hiçbir şey için geç sayılmaz. belki sen öyle olacaksın ve bir yıl önce dediğimi anlayamaz.. off. boşver. hakikat giydirmeyelim kuruntularımıza. seni seviyorum. hayır seni değil. seni iyi hissettiren kim var içinde şimdi? serhan değil mi? işte onu seviyorum. o olmasa sen iyi olmazdın ve iyi olmayınca kimseyi sevemezsin. kendin de dahil canım. hadi öpüldün.

Load more comments

Sign in to FutureMe

or use your email address

Don't know your password? Sign in with an email link instead.

By signing in to FutureMe you agree to the Terms of use.

Create an account

or use your email address

You will receive a confirmation email

By signing in to FutureMe you agree to the Terms of use.

Share this FutureMe letter

Copy the link to your clipboard:

Or share directly via social media:

Why is this inappropriate?