A letter from Sep 18, 2024

Time Travelled — 12 months

Peaceful right?

♡ Bunu yazıyorum çünkü içimdeki duyguları paylaşacak kimsem yok, kelimelerle kendimi ifade etmezsem boğulacak gibiyim. Öyle bir karanlığın içindeyim ki, nefes almak bile bazen anlamsız geliyor. Yarın psikiyatrist randevum var. Bu gidişim ikinci olacak, ama itiraf etmeliyim ki içimde büyük bir umutsuzluk var. Çünkü bu psikiyatriste kendimi düzeltmek, ilişkimizi düzeltmek icin başlamıştım. Şimdi ise herşey bitti. İlk gittiğimde verdiği ilaçlar bir işe yaramamıştı, belki de asıl sorunum ilaçlarla çözülmeyecek kadar derin. Belki de bu içimde taşıdığım acı, herhangi bir kimyasal müdahaleyle geçebilecek bir şey değil, belki de kaynağı çok daha farklı bir yerde yatıyor. Annem bu yüzden psikolog buldu ve ona gideceğiz. Randevudan sonra D&R'a gitmeyi planlıyorum, belki orada, bizi anlatan bir kitap bulabilirim. Belki bir kitabın sayfalarında sana dair bir şey bulurum. Ama asıl derdim bu değil. Asıl sorunum şu ki, her şeyi elime yüzüme bulaştırdığımı hissediyorum ve artık yaşamak için bir nedenim kalmadı gibi. Bu cümleleri yazarken bile içimdeki boşluk büyüyor. Kendimi bir uçurumun kenarında, rüzgarın beni her an savurabileceği bir noktada gibi hissediyorum. Gerçekten senin dediğin gibi herşeyin, bütün tartışmaların sebebi ben miyim? Ben bu kadar, kötü birisi miyim? Neden bana yazmıyorsun? Seni çok merak ediyorum, her gün endişe içinde kıvranıyorum. Seni her düşündüğümde kalbime ağır bir yük biniyor. Öğretmenlerine kadar ulaştım, sadece birinden cevap alabildim. Bana her şeyin yolunda olduğunu, okulda olduğunu ve bana ulaşman gerektiğini söylemiş. Peki, neden bana yazmıyorsun? Neden bunca zamandır sessiz kaldın? Ben seni yanlış mı tanıdım? Hani beni bir daha bırakmayacaktın. Yoksa sen mi beni artık tanımıyorsun? Senden başka kimsem yok, bunu bilmiyor musun? Bu çaresizlik içinde kaybolmuşken, senin bir tek mesajın bile beni hayata döndürebilirdi. Ama o mesaj hiçbir zaman gelmedi. Her siktiğimin gününü senin aktifliğini kontrol ederek geçiriyorum. Discorda bakıyorum, xboxa bakıyorum, steam hesabına bakıyorum, whatsappa bakıyorum. Ama yine yoksun. Sensiz yapamayacağımı anlamadın mı? Sen benim tek dayanağımsın, tek umudum, ama şimdi her şey belirsizlik içinde kaybolmuş gibi. Bu mesaj bana ulaştığında, hayatımda yeniden olacak mısın? Eskisi gibi, birlikte oyunlar oynayıp akşamları saatlerce telefonda konuşacak mıyız? Bana arabalarla ilgili heyecanla anlattıklarını dinleyecek miyim yine? O anların değerini o kadar geç fark ettim ki, şimdi her şey için çok geçmiş gibi hissediyorum. Keşke eskiden, sen oyun oynayalım mi diye sorduğunda sürekli ertelemeseydim.. Gözlerimin içine bakmadan, sadece sesini duymak bile bana yetiyordu. Ama şimdi, bir boşluk var içimde. Sesin bile çok uzakta, çok soğuk geliyor. Seni çok özlüyorum, anlatılmaz bir şekilde, kelimeler yetersiz kalıyor. Günler geçtikçe daha da tükenmiş hissediyorum. Bu boşluk beni yavaş yavaş içine çekiyor, boğuluyorum. Ben, senin için canımı bile verirdim. Senin "rüzgar nereye eserse oraya gidicem" demen ve sonra bir daha bana yazmaman beni içten içe mahvediyor. Bu kadar mıydı gerçekten? Bizim hikayemiz böyle mi bitecekti? Düşüncelerim sürekli aynı yerlere dönüp duruyor, ama bir türlü cevap bulamıyorum. Her gün istanbul son dakika haberlerine korkarak bakıyorum. Bir gün, seni o sitelerden birinde görürüm diye ödüm kopuyor. Senin saçının teline zarar gelsin istemem, canım oğluşum. Dün, Minecraft’ta senin için yazdığım kitaplara belki bakmışsındır diye oyuna girdim. Belki orada bir iz bırakmışsındır, belki bir işaret... Ama orada da yoktun. Senden hiçbir haber alamıyorum, hiçbir yerde seni aktif göremiyorum. Her geçen gün, seni biraz daha kaybettiğimi hissediyorum. Neden? Neden bana ulaşmıyorsun? Hiç mi özlemiyorsun beni? Hiç mi umursamıyorsun? Bizim ilişkimiz böyle mi bitecekti? Bu kadar anlamsız ve sessiz mi son bulacaktı her şey? İyi misin? Evinde misin? Yemeklerini yiyiyor musun? Aklımda, kafamda dönen binlerce cevapsız soru var, her biri daha da ağır geliyor. Seninle geçirdiğimiz her anı, her dakikayı tekrar tekrar hatırlıyorum, youtube'a attığım videolarımızı izliyorum hep, ama yine de bu sorulara cevap bulamıyorum. Kalbim o kadar yoruldu ki. Benim seni ne kadar özlediğimi, nasıl derin bir boşluğa düştüğümü tahmin bile edemezsin. Sanki her şey bir hayaldi, sen de o hayalin bir parçasıydın. Ama şimdi o hayalden uyanmış gibiyim ve her şey soğuk, uzak, donuk. Sensizlik öyle bir boşluk ki, nefes aldığım her an acı veriyor. Seninle geçirdiğimiz o zamanlar, sanki başka bir hayattaydı. Ve şimdi, her şey yabancı geliyor. Her şey eksik, yarım, anlamsız. Herşey bir rüya olabilecek kadar güzeldi. Bana çok deger veriyordun, hep ilgileniyordun, beni koruyordun, seviyordun. Her neyse, bu yazıyı kendime yazacaktım, ama fark etmeden sana yazıyormuş gibi oldu. mkxmfksksjfkdj Belki de ileride, seni unuttuğumda (eğer bu mümkünse, ki asla sanmıyorum) bu satırları okur, o günleri hatırlarım. Belki o zaman hislerim farklı olur, belki de olmaz. Ama şu an... Şu an yalnızca seni özlüyorum. Seni, bizi, her şeyimizi. Sanki sensiz bir dünyada, nefes almanın bile bir anlamı yok. Ama her şeye rağmen, hala küçük bir umut kırıntısı taşıyorum içimde. Belki bir gün geri dönersin. Belki bir gün her şey yeniden başlar. Ve o güne kadar, içimdeki bu boşluğu taşımaya devam edeceğim. Aksi takdirde o güzel gözlerine başka bir kadının bakmasını, asla kaldıramam ve canınızı yakarım. Kaç saat sürerse sürsün, kaç gün, hafta, ay, yıl sürerse sürsün beklememin karşılığını alacaksam fark etmez, beklerim ben. Hep beklerim.

Load more comments

Sign in to FutureMe

or use your email address

Don't know your password? Sign in with an email link instead.

By signing in to FutureMe you agree to the Terms of use.

Create an account

or use your email address

You will receive a confirmation email

By signing in to FutureMe you agree to the Terms of use.

Share this FutureMe letter

Copy the link to your clipboard:

Or share directly via social media:

Why is this inappropriate?