Time Travelled — almost 5 years

A letter from May 6th, 2020

May 06, 2020 May 06, 2025

Peaceful right?

Hey, şimdi ömerlerde kalıyorum.,yazının en sonuna hangi dönemde olduğumuzu özet geçtim eğer hatırlamıyosan bak. Öhhö. Umarım eğlencen kaldı. Şu an tüm dünya korona virüs yüzünden karantinada enteresan bi ortam var. Genel psikolojim fakirlikle alakalı sosyal sancılarla geriliyo ve şekilleniyo durumunda. Arada bi çevreye bunu fazla yansıtıp prim yapma çabasında falan bulunuyorum. Kendi içimdeyse bunu kabullenmiş, daha doğrusu bundan ötesini tecrübe etmemiş durumunda olduğum için bunu yaşıyor,bununla varoluyor olarak hissediyorum. Tecrübe etme ve biraz etkin bir şekilde bilme fırsatım olan şeylerde ise devamlı bir hayal ve özentilik içerisindeyim. Dönem dönem çok baskın hislerle eve çıkma hayalleri kurup duruyorum. Üstelik kalan bir çok hayalimi bunun üzerinden devam ettiriyorum. Onun dışında her gün son zamanlarda uzun süreli bir şekilde ilgimi devam ettirebildiğim ve ileriye dair bırakmak istediğim şeylerden biri olan dağcılıkla alakalı eşyalar, kendime karşı çevreye olan görüntüden ötürü daha prestijli bir hissiyat oluşturacak teknolojik ekipmanlar(full laptop) ve kendime şu an yakıştırıyo olduğum outdoora dayalı iyi görünüşlü kıyafetler, ev eşyaları bakınıyo ve alma hayali kuruyo oluyorum. Kısa vadeli hayallerim hep böyle kendini sosyal manada satış çerçevesinde oluşan hayaller. Sosyal gösteriş takıntılı bi insan değilim fakat şu an karantina ve okulla kötü ilişkim sebebiyle elimde bundan fazlası kalmamış durumda. O yüzden kısa vadeli hayaller hep bu çerçevede.Bu arada bunu sabah 5te daha geçenlerde yıllardan sonra hazırlayıp public yaptığım listelerimden biri olan 05.00AM listesi çalıyor iken bunları yazıyorum. Kafam biraz o halde, sağlam sinir bozucu bir baş ağrısıyla. Uzun vadeli hayallerime gelmeden önce o hayaller biraz çalkantılı bir halde olduklarından, belirsizleşmeye başlamalarından ve ayriyeten şu zamanlarımın yitiş şeklinden dolayı son dönemlerde epey değişmiş olan hayata bakış açımdan bahsedicem.Hayata her şeye olur gözüyle bakıyorum artık. Bi şeyler yaşanıyor ve evet bu olurdu bu oldu gibi bir bakış açısına sahibim. Açıklamam gerekirse herhangi bir siyasi ortamı ele aldığımda o ortamdaki her şey belli nedenler çerçevesinde tüm pisliğiyle, her kesimin kendi prim çabalarıyla, hayat tarafından herhangi bir cezaya tabi tutulmayan başarısızlıklarıyla, görüş darlıklarıyla varoluyor ve benim bu ortamda kızıcak hiçbi şeyim kalmıyor. Bu bakış açısına siyaset tarzında bana doğrudan dokunmayan alanlarda yaşadığımda bir problem oluşturmayıp tam tersine iyi hissettirecek sonuçlar doğuruyor. Fakat örneğin arkadaşlarımla veya okulla veya bireysel gidişatımla ilgili herhangi bir şey yaşandığında da ben bu şekilde bakıyo oluyorum ve evet buydu bunun içinde varoluyorum oluyor. Bu anında aksiyon almayı öldürürken bi yandan da insanı oldukça pasif bir hale getirebiliyor. Ters bir şey yaşandığında buna kızacak veya tepki gösterecek nedenleri elimde bulundurmuyorum. Çünkü bu ters durumu oluşturan bir çok şeyi görüyor ve olur veriyor durumundayım. Okulda rekabet ediyor olduğum birisi olsun, bu kişiyle karşılıklı hareketlerimizin her birini bu rekabet perspektifinden okur ve bu durumda sosyal anlamda bana çirkin gelen hareketleri birer aksiyon olarak almıyor olurum. Bu beni hayattaki genel prestijli konumumdan dolayı yenilmiş duruma sokmaz fakat o rekabetin sonucuna kadar gitmemiş olurum. Bu örnek beni rekabet içerikli olmayan bir gelecek üzerine hayaller kurmaya iter. Sürü içerisinde herkesi artık fazlasıyla tanıdığımdan dolayı herkesin hareketlerini sadece izleme hatta ve hatta izlemeyip doğrudan bilme moduna almış durumda olduğum için kendimi burdan ister istemez soyutluyor ve hiçbir harekette bulunmuyorum. Bu en az 1 yıldır bu şekilde devam ediyor ve artık o insanlar için doğrudan bir şey ifade etmiyorum, hani mesela Tarık ortamda baskın ve siker konumunda da değil tersi hiç değil zaman zaman ilki olabilir ne olduğunu biz de açıklayamayız ki gibi bir şey. Sosyal örneklerin dışında çıkıcak olursak hayatta hayaller kurucakken bu hayallerin peşinden koşmak için olan nedenleri bilir koşup yapamayacak olan nedenleri de bilirim. Ya da bildiğimi düşünürüm. Bunun sonucunda ise bir çok şeyde yapıyor olduğum gibi ortalık tam kesin olmadan olaya girişmem. Bu da hayatta bir çok şeyde olduğu gibi cesur olmanın da korkak olmanın da doğrudan 1 döndüreceğini bilmenin bir yolunun olmamasıyla alakalı. Sadece 1 döndüreceğini bilmem durumunda buna kalkışıyorum. Fakat yine bu oluşan davranış tarzımdan dolayı bu da kesin değil çünkü doğrudan bir şeye dayanmayan, iki tarafına da inanılmayan bu sistemden dolayı zaman zaman 1 döndürecek olması çok küçük ihtimalken bile herhangi bir iş veya bir hayale atlayabilirim. Bu beni dışarıdan görünüşte tamamen belirsiz bir hale getirmişken artık kendi içimde de belirsizleşmeye başladı. Default hareketlerimi yok etmemi sağladı. Default hareketim olmayınca da herhangi bir şeyde doğrudan bir hareket ve yeltenme üretmeyince hiç hareket edilemez kalkışılamaz oldu. Bu kalkışılamazlık okulla ve ders çalışma hayatıyla ilişkimi fazlaca kesmiş durumda. Çünkü üniversite hayatında daha önceki başarılar gibi doğrudan 1 döndürülemiyor genel manada. Ben de doğrudan 1 döndürülmeyen durumları seçmeme refleksine sahibim. Fakat bu anlattığım bu kadar kötü değil tahmin edilebilecek üzere. Çünkü hayatta bazı şeyleri becermiş ve hala becerebiliyoken doğrudan 1 döndürebileceğin bol durumla karşılaşabiliyo ve yaratabiliyosun, buralardan kendini tatmin edip hayatına devam edebiliyosun. Bundan sebep, az önce anlattığım sancılı durum derin bir depresyon yaratamayıp yıkıntı veya yeni yapımlarla geçip gidemiyor. Böyle uzun kaldığı zamanda da hayata birazcık daha kontrol dışı bakmaya başlıyor oluyorsun. Hayatım genel bir bakış açısıyla mantık üzerine kurulu ve hayatı tam bir mühendis gibi yaşıyor bir halim var. Fakat bunun yanında fazla olmasa da belli miktarda renkli bir iç dünyaya sahibim. Bunu küçük küçük hissettiğim konuşurken içine daldığım tek başımayken yaptığım veya yapmakta rahat hissettiğim ortamlarda rahatlıkla görebiliyorum. Karakter tipim az önce anlattığım mesele gibi karşılıklı noktalardan bağımsız işliyor gibi. Bu renkli iç dünya en çok fakirlikten sebep şekilde erkek erkek erkek olmak üzerine bi hayatım olduğu için gitgide kararıyor durumda ve bundan şu sıralardan çok fazla rahatlık duyuyorum. Hayatımda zaten dans veyahutta ortamlarda ortalıkta dolanıp tiyatro oynarmışçasına espiriler patlaraktan falan takılmak hiç ama hiç yoktur. Ama buna rağmen bi çok yeni ortamda eğer ki o an enerjim yerindeyse zaten ortalıkta dolanan ve en çok göz önünde olan ortamı herhangi durumlara sürükleyen a*** ben olurum. Yani iki tarafı da bilip yaşıyorum gibi bir durum var sadece biraz farklı açılarından yaşıyorum. Bunun iki tarafı da zevk veriyor fakat sevmediğim bir şekilde sosyal enerjim genelde az takıldığım için iki tarafın da potansiyelini içeriyor olmak çok yorucu oluyor ve genelde iki durumda da olmamak için ortama girmemeyi veya çıkmayı tercih ediyorum. Yukarıda anlattığım durumla bağlantılı yine. Herneyse sosyal hayata gelip duruyorum dediğim gibi şu sıralar hayatımda bi tek bu kaldığı ve 2 aydır karantinada olduğumuz için bi şeyi inceleyecekken bunun üstünden incelemek geliyor aklıma. Okul hayatı ve uzun vadeli hayallerime döneyim. Yukarıda giriş yaptığım cümleyle devam edicem. Bu bahsettiğim seçimlere kalkışmamak durumu okul hayatımın üzerindeki kontrolü ciddi manada azalttı. Beceriksiz bir hal aldım gitgide. İşler istemediğim/alışık olmadığım şekilde ilerliyor. Bir şeye ilgi duyup onu parçalamak şeklinde bir yaklaşım tarzım varken birbiriyle bağlantılı fakat farklı dallarda 7 8 dersi birden başarılı şekilde halletmem gerekiyor. Kendimde bunun üstünden rahat rahat gelebilecek gücü görüyorum veyahutta görmüyorum demiyicem çünkü demem. Bu gücü yaratabilirim çünkü hayatta bir şeyler oluşuyorken ilk başta senden dışarıda oluşuyormuş gibi geliyor fakat bi yerden sonra onlar sen olmaya başlıyorsun ve aslında senden dışarıda olmuyorlar senin varlığını oluşturuyor oluyorlar. O yüzden zorlama bir şekilde insanın hayatına -neredeyse- her şeyin katılabileceğini düşünüyorum. Örneğin yalan anı oluşturup bunu çok uzun zamanlar boyu anlatarak bunu yaşamış gibi hissedebilir insan. O gücü yaratabilmek için düşündüğüm bir paralellik kuralı var ki o da şudur: Hayatta bir çok şeyin paralel şekilde varolduğu. Bir takım şeyler iyiyse/ilerliyorsa diğer bazı şeyler de muhtemelen iyidir/ilerliyordur. Olumsuzu da geçerlidir. Ben bi yandan zaten mühendis kafalı olduğum için renkli tarafımı kaybetmek ve bunun korkusu ile savaş halindeyken bir de devamlı işe gitmek zorunda kalıyor, devamlı evin parasal durumlarının eve ve bana getirdiği psikolojik sıkıntılarla uğraşıyor, fakir hayatın temellendirdiği psikolojimi kendi düzdüğüm iyi olan hayatla adapte halde tutabilmeye bol bol emek sarfediyor, o iyi dediğim bana göre çok fazla ilerleme katedilmiş hayatı geride bırakmamaya ileriye taşımaya devam etmeye çabalıyorum. Bunlar zaten benim renkli tarafımı öldürüp hayatta bir çok yerde eğlenmeyip baba gibi bakan bir hale getiriyor. Bunun farkında olup bunu sadece izleyebiliyorum ya da işte sarhoşken tersini doğru edicek şeyler yapıyorum.swh. Diğer taraftaki her şey bu kadar kötü ve gerisin geriye ilerliyorken ileriye giden tek şey sosyal çevrelerde fazlaca olgun olduğumdan dolayı devamlı ister istemez el üstünde tutuluyo olmam bunlarla eğleniyor ya da egomu okşatıyor olmam. Bu kadar açıklamadan sonra başa dönmem gerekiyor: bu kadar çizgi geriye doğru gidiyorken o gücü elde etmek için ileriye bir çizgi çizmem hayatımda olanağı zor bi hal alıyo. Kendimi oraya vermiyorum çünkü bu renk kaybetme olayından olgunluk getiren şeylerin bi yandan da grilik getiriyor olması olayından kaçıp kurtulabilmek için yıl içinde hayatımı güzelleştirmeye çalışıyor gün içlerine ve orta vadeli zamanlara güzel şeyler yerleştirmeye çalışıyorum. Bunları yapıyor ve çocuk yanıma bunları yemliyorum. Bu şekilde çocuk yanımın ön planda olduğu zamanları keyifli keyifli geçiriyor sonradan tekrar olgun tarafımı zorla döndüren bir takım şeyler yaşadığımda olgun tarafa değil de o zamanki çocuk tarafı öldürmek yok etmek gibi bir durum yaşanıyor. Bi dahakine o çocuk tarafım olmuyor başka ve daha zayıf bir çocuk tarafı geliyor. falan filan falan falan yazının ne kadar ağlamalı olduğunu kestirememeye başladım frenler patladı. Uzun vadeli hayallerimi kurucakkenki ortamım böyle çalkantılı bir okul ve kariyer tabanı içeriyor. Hayatta rahatlıkla elde edebildiğim lider pozisyonundan dolayı akademik ve hayat üniversitesi tayfadan devamlı bu liderlik vasfımı kullanmam gereken bir iş konumunda bulunmam gerektiği konusunda geridönüşler alıyorum. Programcı olma olayımın temelinde üniversiteye gelirken ve 2 yıl geçmiş durumdayken hala analitik zekamın iyi olması algoritmik düşünebilme yetimin iyi olması gibi hala yanlışlanabilecek düşünceler yatıyor. Hamal tam şu sıralar bu programcılık olayından dönmeye başlamış durumda. O düşünceleri tartıp liderlik kısmına geçiş ve bu kısmın ne içerikli olduğu konusunda sahadan tecrübe veya izlenim sahibi olmam gerekiyor. Şu an henüz yargı koyamadığım için liderlik konumuna ittirme çabalarına da bir tepki veremiyorum kendi adıma da kafamın içerisinde bir ilerleme katedemiyorum. Ayrıca liderlik kısımlarına dalmak konusunda görüşlerin belli oluş yoluna bağlı olarak programcılık konusunda yetkin bir insan olma isteğim azalma veya artış gösterebilecek. Şu an en emin olduğum şey hayatımda kaos istemediğim . Böyle yetişmedik be moruk kafasındayım türkiyede büyüdük amerikanın kaosundan korkuyo olan insanız. Güzel paralarla kalitesini belirleyebilme payımın yüksek olduğu bi hayatı istediğimse ikinci en emin olduğum şey. Bunlar üzerine kararlar vermiş olmam gerekiyor. -- 2 3 saatlik molanın arkasından saat 9u buldu ve müzikleri değiştirerek sürüyle muhabbet ederek biraz daha keyifli moda geçip tekrar yazmaya geldim. Gelecek hayallerim bu programcı olmak ve hayatımda üretim ve çözüm merkezli bir iş sahibi olmak çerçevesinde şekilleniyordu fakat yukarıda anlattığım üzere buna delici bi etki yapan liderlik konusu eklendi. Ayrıca okul hayatındaki genel başarısızlığım bu tür delinmelere müsait bir ortam hazırlıyor. Bu iş hayalinin şirketler bazında olmasının bana ilgi çekici gelen hiçbir tarafı olmadığı için olayın bu şekilde gelişmesi durumunda hayalkırıklığına uğraması kolay bir hale geleceğimi düşünüyorum. Bir diğer taraf olan freelancer çalışmak ise çok daha kontrol edilebilir ve keyifli bir hayat üretebilir potansiyelinde olduğu için o hayalimi devam ettirmeme güç sağlıyor. O tarz delici konuların karşılaştığı durumlar bu ikisi. Bir yandan da hayatın genelde fırsatlarla iyi konumlara geldiğini bilmek insana farklı hissettiriyor. Tüm bu koşulların arkasında önümüzdeki dönem okulla ilişkimi iyileştirip uzun vadeli hayallere karşı düşünsel konumumu pekiştirmek için veri elde etmeyi planlıyorum. Aslında bu dönemde de amacım buydu ve bunu yapabilmek için yukarıda bahsettiğim üzere hayattaki diğer şeyleri de iyi konumda tutmak gerektiğinden dolayı dağcılığa aşırı önem verip ordan kendime kısa vadeli moral sağlayarak ve sosyal çevremle bağlarımı daha sağlıklı hale getirmeye çalıştım. Ta ki lanet korona gelip her şeyin içine sıçana kadar. Her şeyin bi anda yarıda kaldığını görmek ve üstüne ekonomik etkilerine maruz kalmak psikolojimi fazlasıyla zayıflattı. Ümitler ve hayallerle bunu aşmaya çalışmaktayım :D belli olduğu üzere. Ha bu arada kısa zaman içerisinde ekonomik haller bok gibi olmasına rağmen kendime pahalı bir çanta alıp çevreme hediye geldiği konusunda yalanlar söyledim. Bunun hemen evvelinde de bilgi-melis kurgusunu yaparak bazı ortamlarımda prestij pekiştirmesi yaptım. Hayatımda bu tarz sosyal trickleri iyice legal görmeye başlamış durumdayım. Sonunun kötü bir hal almamış olmasını ümit ediyorum. Bahsetmek istediğim bir durum daha var. Hayatta insanlarla olan ilişkilerde en önemli şeyin uyum olduğunu düşünüyorum şu sıralar. Bundan kastım uyumlu olmaktan çok uyum sağlamaya çabalamak. Bunun sağlanması durumunda bir çok ilişkinin devam ettirilebilr olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük yanılgılar yaşadıysam iyisinden gülerim buralara. Arada sırada yobazlık seviyesindeki mantıkçılığım yakın arkadaşlarımla aramın açılmasını sağlıyor. İnsanlara bu kötü davranışlarımı aşmıyıcağımı düşünüyorum. Umarım büyük pişmanlıklar doğurmaz. Şimdilik yaştan ötürü rahat toparlayabiliyorum. İnsanların görüşü bakışı bu şekilde olmayabiliyor. Bunun aksine ailemle aram oldukça iyi ecrin beni çok seviyor ve abi imajım süper durumda. Hayatında her şeyi bilen kişi durumundayım eğlenebiliyoruz eğlenmek için beni kullanabiliyor. Görüşlerini belirtmekten çekinmiyor bunu izlemesi keyif veriyor. Elifle de aram son derece iyi. Sınava ikinci kez hazırlanıyor hayatında çok başarılı gördüğü bir abisinin olması onu kendi ilk başarısızlığıyla karşılaştırdığında bir hayal kırıklığı yaratıyor olmasına rağmen anlatıp paylaştığım şeyler kamçılayıcı oluyor. Bunun yanında iyi bir saygısının bulunması da ikimiz açısından da faydalı oluyor. Annemle aram bana bağımlılığı ve benim ona sonsuz sevgimden dolayı koşulsuz bir şekilde harika. Sigara ve alkol kullanıyor olduğuma dışarıda fazla yatıp kalktığıma üzülüyor fakat köylü bir kadın olup erkekler her şeyi yapar kabulünde yaşadığından dolayı bunlar yeteri yıkıcı etkiyi yapmıyor. Bu benim ilişkiyi yönetebilmem adına iyi bir ortam hazırlıyor. Eve çıkma isteğime fazlasıyla üzülüyo ve benim de eve çıkma isteğimin korkunç boyutlarını deli gibi törpüleyen, psikolojimin bazı zamanlardaki hallerinde bu isteği eksi seviyelere düşüren annem oluyor. Babamla aram aile içi sevgi olarak güzel bir halde. Benle gurur duymaya devam ediceği şeyleri ona sundukça bu sistem yıkılmadan sürdürelebiliyor. Kendisi akpartili ya da boomer olmanın kısacası bir sonraki nesli anlayabilme ve herkesle sağlıklı iletişim kurabilme yetisinin zerresine sahip olmadığından dolayı arkadaşlık tadında bir baba oğul ilişkisi yürütemiyoruz. Ayrıca ben ve o benzer huylarımızdan dolayı habire karşılıklı olarak tetiklendiğimiz şeyler yaşadığımızdan ötürü aynı yakın arkadaşlarla arasını açarkenki benin davranışlarını yaparak bu ilişkiyi yürütmek adına adımlar atmanın uzağından bile geçmiyoruz. Bunun bu şekilde devam ediceğini ve bir ilerleme olmayacağını düşünüyorum. Umarım tamamen kopma aşamasına getirecek saçma sapan kader oyunlarına maruz kalmayız. Kapanışta belirtmessem olmayacak: hayatımı ve hayatı seviyorum. hayatımdaki insanları da seviyorum. yıllardır olduğu gibi hala nefret ettiğim kimse yok. hayat üzerine düşünürken kurgu yaparken hayaller kurarken kendimi sevgi dolu hissediyorum. kendimi tüm hayallerin merkezine koymaktan çekinmiyorum ve içimin renkli tarafı bu hayallerin hepsine dokunuyor. evliliğin bile ötesinde ailemin ve bi iki arkadaşımın bulunduğu bir dairede dönen uzun hayaller kuruyorum. ailemi çok seviyorum. kardeşlerimi ayrı ayrı çok seviyorum. annemi çok seviyorum. hayatımın merkezini oluşturan arkadaşlarımı hamalı enesi betülü keremi sürüdeki herkesi şahini gülarayı lise tayfamdaki herkesi çok seviyorum ranayı çok seviyorum kalan tüm arkadaşlarımı da seviyorum. yaşarken hayatın heryerinde hayatın her açısını bu insanlara göre değerlendirmekten kaçış yokken nasıl sevmeyeyim diye mantıksal bir iskelete sahip ve bu iskeletin her tarafı güzel etlerle kaplı bir şekilde seviyorum. bunların hepsinin ötesinde de bakış açımı belki ileride gülüceğim şekilde bi kaç kelimeyle özetliyicek olursam: hayat benim. varlığım benim ben varlığımım benim varlığımı oluşturan onlarca yüzlerce şeyle geçmişimle ve geçmişin yarattığı geleceğimle birlikte hepsi benim. Bu varoluş merkezinde bir beni barındırıyorken kendisi de benim. ömrüm boyu yaratmaya devam ediyo olucam. acıyan gözlerle okumuşsam ağzımı sikeyim. psikolojim bir gün taşıyamayacağım durumda olursa kendime saldırmaya başlayıp o sancıyı hafifletmek için çevremdeki her şeyi yoketmeye başlamaktan korkuyorum. en son sarhoşkenki alçılarımda anlattığım şey, beni dışarıya karşı ağlatırken içeriden de parçalamayı becerebilen çok nadir dertlerimden biri olan şey, hayattaki sanırım bir psikolog gözünden denilebilecek olan en büyük takıntımdan bahsedeyim. yukarıda mütevazılığa zerre prim vermeden yazdığım onlarca iyi bulduğum hayat parçalarımı bir çok şey sonucunda elde ettim. fakirliğin temel psikolojisini yendim şu anda bir çok kısmına erişebildiğim bir iç dünya yarattım. HEPSİ NEDENLERDEN.bu hayata ne alfa ne virgin tam bir has a potential to be an alfa olarak geldim. alfa olduğum bir çok duruma erişebildiğim bir hayatın içerisinde oldum. bu hayata karşı bu saatten sonra hayatıma temel yaparak yükseldiğim ve iç dünyamın derinliklerine, psikolojimin arkalarına ittiğim şeyleri; fakirliğin, dandik semtliliğin, cahil aile sahipliğinin ve rıdo gibi çocukluk arkadaşlarına sahip olmanın karaktere olan onlarca getirilerini geri alıcak şekilde kaybedersem eğer" takıntısıdır bahsettiğim takıntı. tüm anlatılanları ve en sondaki tüm sevgileri tüm evren yaratımını bunları temel yaparak var ettim. en başa dönmek korkusu. muazzam bir yıkılış bu. Daha fazla uzatmak istemiyorum bunu sadece hatırlatmış olurum umarım. kapanış dedim yine döküldüm. yazmak veya eğitmek konusunda tam olarak kestiremediğim bi takım yetkinliklerim ve tatminlik kaynağım var gibi umarım bunu değerlendirmiş olurum bu yazının sik gibiliğinden sonra. Ha bi de hayatımda kendimi uyuşturmak ve kafamın derinliklerini yaşamak için yaptığım şey ya da kullandığım şey konusundaki kontrollü halimin devam ediyo olması da büyük bi isteğimdir. 25 yaş da büyük iş moruk 2-3 yıl sonra gelebilecek krize dikkat edelim kontrollü kalalım zaten o yıla kadar çok değişim olmassa habire bununla uğraşılıyo olunucak der ve öperek uzaklaşırım. Veeeeeeeeee tekrarlar ve tüm alçı şu yıllarımın özetini de özetler :D ---Evet, ben 2020 yılının korona dönemindeki mayıs ayından, üniversitedeki hazırlık dahil 3.yılının sonundaki önümüzdeki dönem repeat durumunda 2.sınıfı yeni okuyacak olan, şu kadar fazla anlatıcak şeyi olan, bunların arasından fazla bahsedilmese bile asıl ana fikir yaratan başlıkları çekme yetini kaybetmemiş olmanı bekleyen ayrıca o başlıkların patlaması konusunda korkuya sahip ve şu an bulunduğun andan tam 5 yıl önceki sen.

Load more comments

Sign in to FutureMe

or use your email address

Don't know your password? Sign in with an email link instead.

By signing in to FutureMe you agree to the Terms of use.

Create an account

or use your email address

You will receive a confirmation email

By signing in to FutureMe you agree to the Terms of use.

Share this FutureMe letter

Copy the link to your clipboard:

Or share directly via social media:

Why is this inappropriate?