Press ← and → on your keyboard to move between
letters
Dear FutureMe,
Dear FutureMe diye başlayan bu mektubu ingilizce sürdürmek isterdim lakin ingilizceyi kullanmaktan son derece sıkıldığım ve anadilimi konuşmayı özlediğim günlerde, Kore'nin Seul kentinde, Hanyang Üniversitesi kampüsünün yurt odasındayım, saat buraya göre 21.17, Türkiye'ye göre 15.17...
Dünyanın şu baş belası corona virüsüyle ağır bir sınavdan geçtiği sıra dışı bir dönemde virüsün yaygın olduğu bir bölgede bulunmak epey farklı bir deneyim oluyor kuşkusuz. Bir yandan, "yayılacak başka dönem bulamadın mı virüsçük benim yurt dışına çıkmamı mı bekliyordun?" soruları dilime varmaya çalışsa da geri itiyorum sözcükleri içime, olabildiğince olumlu yanlarına odaklanmaya çalışıyorum seyahatimin ve maceramın.
Yarın Güney Kore'ye gelişimin ilk ayı dolmuş olacak. 1 seneyi aşkın süredir hayalini kurduğum, gelip görmek için can attığım kentte nefes alıp veriyorum(maskenin ardından), yürüyorum, geziyorum tozuyorum(virüs sebebiyle son derece sınırlı), gelmeden önce de hayli sempatik bulduğum gelince daha da sempati duyduğum asyalı şirin yüzleri gözlemliyorum(yalnızca gözlerini)... Her şeye rağmen çoğu şeyin yolunda olduğunu söyleyebilirim, çünkü böylesi bir dönemde sağlılıysanız her şey yolundadır.
Biraz an'dan söz edecek olursam, odamda masa başında oturmuş bu satırları geleceğime yazarken yan çapraz masamda kulaküstü kulaklığını başına geçirmiş zevk çubuğunu eline almış bilgisayar oynayan nazik kanadalı Gabriel oturuyor, onu tanıdığıma mutluyum. Kibar(gerçekten öyle ve bu yönünü her defasında kanadalı oluşuna bağlamaktan gurur duyuyor), uyumlu, saygılı ve yardımsever bir insan. Kanada'nın fransız bölgesi olan Quebec'te yaşıyor. Okulu ise Quebec'in güneyinde yer alan Montreal şehrinde. Elektrik elektronik mühendisliği okuyor ve sanırım üniversitesi Polyteknik veya benzeri bir şey. Sevmediğim yönlerinin olduğunu düşünmesem de eğer söylemem gerekirse geceleri horlamayı kes Gabriel! Aman allahım niye birden yükseldim bilmiyorum ama bilmelisin ki gün içerisinde kibar olman geceleri umarsızca horlamanı gerektirmiyor Gabriel'ciğim. Neyse bu konuyu kapatalım zira kulağımda yankılanmaya başlıyor.
Beto arkadaşlarıyla bira içmeye dışarı çıktı, bir diğer oda arkadaşım. Aslında Humberto, ama kolaylık olsun diye insanların ona Beto diye seslenmesini istiyor. Aslında 4 ismi var ama onlar aklımda bile değil. Klasik bir latin. Neden bu kadar isim koyarsınız anlamış değilim, zaten hepsi Beto gibi ismini kısaltıyor. Kendisi Kosta Rika'lı. Iki amerikalıyla bir arada kalıyorum düşünsenize. Güney Kore'ye geldiğim ilk ayımda Kore hakkında pek az fikre sahip olup, Kanada ve Kosta Rika üzerine konferans verecek kıvama gelecek olmayı gerçekten planlamamıştım. Beto 5 yıldır Kore'de yaşıyor. Kangnam Üniversitesi'ni bilgisayar mühendisliğini burslu kazanmış ve mezun olmuş. Şimdi ise bizimle birlikte 2020 bahar döneminde Hanyang Üniversitesinde burslu olarak master'ına başladı. Tabii burada eğitimin ilk dönemi mart ayında başlayan bahar dönemi, ikinci dönem ise eylülle başlayan güz dönemi. Bunu buraya geldikten sonra öğrenmem şaşırtmıştı. Beto'nun memleketi Kosta Rika'dan Kore'ye uzanan azimli öyküsü beni birazcık yerimden oynattı, kıpırdamamı sağladı, neler yapabileceğim hakkında ipuçları verdi. Lisans dönemi sonrası yapabileceklerime ışık tuttu. 5 yıldır burada olunca malum Korecesi çok ileri düzeyde. Burada korece bilen bir oda arkadaşına sahip olmak gerçekten avantajlı, birçok konuda yardımı dokunuyor sağolsun. Bu arada iki tekeri sevmesi sebebiyle de yakınlık duyduğum bir insan. Hem güzel bir motoru(arada servis gibi Gabriel'le beni oradan oraya bırakıyor ^^, Beto adeta bonus gibi bir şey!) hem de bir yol bisikleti var. O da benim gibi uzun turlar yapmayı seviyor, geçen sene Ülkenin güneyinde 600 km'lik bir turu 2 arkadaşıyla birlikte tamamlamışlar. Tur esnasında çektiği fotoğrafları görmek ve yol anılarını dinlemek çok keyifliydi. Bisiklet demişken! Burada bisikletliler için pasaport var! Evet ilk duyduğumda benim de kulağıma garip gelmiş ve pasaportu elime aldığımda gerçekliğine inanmıştım. Pasaportun içerisinde kişisel ve bisiklete dair bilgilerin yanısıra Kore'de yapılabilece tur listeleri, haritalar, bisiklet yolları, tünelleri, köprüleri mevcut. Bana en ilginç geleniyse pasaportun son sayfalarında yer alan madalya bölümü. Her turu tamamladığınızda ve bunu onaylattığınızda haritanızda o tur yapıldı olarak işaretleniyor ve madalya kazanıyorsunuz. Tabi bu madalya kağıt üzerinde pasaporta işlenen bir madalya oluyor ama tüm turlar tamamlandığında cismen de bir altın madalya verildiğinden söz etmişti ki Beto'nun şimdiki hedefi bu. Bana da geçtiğimiz haftalarda henüz yapmadığı turlardan birini birlikte yapmayı teklif etmişti fakat hem corona'dan hem de bana uygun bir bisiklet bulamayışımızdan ötürü yapamamıştık. Ama neresinden baksan 3 ay daha buradayım ve umuyorum ki birlikte pedallayacağız. Söz konusu bisiklet olunca çok konuşuyorum. Humberto'cum böyle, sabahları kalkar, havuç mandalina ve elmadan oluşan karışımını hazırlar ve içer, box antremanına gider ders çalışır ve daima azgındır. Nasıl unuturum! haha! Beto adına koca bir paragraf yazıp kadınlara olan düşkünlüğünden bahsetmesem olmaz. Her gün gelip dışarda gördüğü güzel kızlardan ve onlar için kurduğu müstehcen hayallerden bahseder ve elbette her defasında hikayeyi "Can you believe that?" diyerek bitirir. Sanırım onun ingilizcesinden bu soru cümlesini çıkarırsanız bir daha cümle kuramayacaktır. Bizde de alışkanlık oldu her cümlenin sonunu bu cümleyle bitiriyoruz. Evet Beto, Gabriel'ciğimle artık kadınlardan biraz daha az söz etmeni ve kendine biraz hakim olmanı diliyoruz.
Virüs sebebiyle dersler 2 Mart'ta başlaması gerekirken 16 Mart'a ertelendi fakat bir araya gelmek tehlikeli olacağı için 16 Mart'ta başlayacak derslerin 2 hafta boyunca online olmasına karar verildi. geçtiğimiz günlerde ise ilave bir hafta daha online yapacaklarını bildirdiler. Ve bu süreç mevcut durumun gidişatına göre bu şekilde devam edebilir. Içinde bulunduğumuz koşullarda eğitimin durmaması için her ne kadar en mantıklı ve sağlıklı çözüm online eğitim olsa da, bir exchange öğrencisinin başına gelebilecek en kötü şeylerden biridir diye düşünüyorum. Bir öğrenciyseniz, hele ki farklı bir ülkede öğrenciyseniz, sosyal ortamınızı en rahat ve güzel bir şekilde kurabileceğiniz yer sınıfınız, sıralarınızdır. Işte ben de tam bu sebepten Kanadalı ve Kosta Rikalı arkadaşlarımdan bahsettiğim paragrafları biraz uzun tutmuş bulundum zira henüz maalesef Koreli bir arkadaşım yok.
Ama girişimlerim olmadığını söyleyemem. Arkadaş edinmenin en mantıklı yönünden yani hobiler vasıtasıyla bunu yapmaya çabaladım. Gerek Seul'de gerekse kampüste bulunan çeşitli badminton, masa tenisi, tenis klupleriyle irtibata geçtim fakat virüs sebebiyle hepsi aktivitelerini engellemişlerdi.
Virüs her şeyi etkiliyor.
Umarım her şey kısa zamanda yoluna girer ve dilediğimizi, dilediğimiz zaman, dilediğimiz yerde yapma imkanını buluruz. Dünyaca anlıyoruz ki özgürlüğümüz en önemlimizmiş. Dört duvar arasında geçen günler, yapmak isteyip ertelediğim tüm aktivitelerimi bugünler geçtikten sonra yapacağımın sözünü verdirtti. Örneğin küçüklüğümden beri öğrenmek istediği paten kaymayı Türkiye'ye dönünce mutlaka yapacağım.
Deli gibi badminton, masa tenisi oynamak istiyorum
ve squash'a buradan dönmeden mutlaka başlayacağım çok merak ediyorum. Eğer denersem oynamadığım raketli spor kalmamış olacak ki bu beni çok mutlu edecek.
daha çok yazmak çok isterdim lakin yapmam gereken onlarca ödevim, dinlemem gereken saatlerce dersim var. Bu yazıyı okuduğum gün daha iyi bir konumda olmam için şuan bu yazıyı daha kısa tutmam ve kendime vakit arttırmam gerekiyor. Wow! saat 23.02. Epey olmuş...
Bu siteyi bugün keşfettim ve fikir çok hoşuma gitti.
Yıllar sonraki Mert, seni merak ediyorum, umarım tüm değişimlerin seni daha çok insan yapar. Selam olsun Güney Kore'nin Seul kentinden. Bir zamanlar buraların havasını soludun ve şimdi dünyanın bambaşka bir enleminde ve boylamında bu satırları okuyup sona yaklaştın. Tüm çelişkilerini, kötü yanlarını, sendelemelerini biliyorum, ama biz bizeyiz dostum! Şunu söylerken mütevazı olamayacağım! Sen iyi bir insansın, bu satırları okurken hala iyi biri olarak kaldın ve daima iyi olacaksın.
Sana inanıyorum...
Kendine iyi bak....
ANNYEONG HASEYOOOOOO!!!!
:)
^^
Sign in to FutureMe
or use your email address
Create an account
or use your email address
FutureMe uses cookies.
Learn how we use cookies to improve your experience by reviewing our Terms of Service
Share this FutureMe letter
Copy the link to your clipboard:
Or share directly via social media:
Why is this inappropriate?